Ailemin Bahçesiyle birlikte toprağa, bahçeye, çiçeğe ilgim arttı, ama yine de evde çiçek bakmanın o kadar kolay olmadığının farkındayım. Ancak orkide gibi yerini sevecek ve az ilgi isteyecek bitkilere bakabiliyorum. Tam bu aşamada, bence geç ama hala yeni bir trend olan Teraryumla tanıştım. Önce internetten araştırdım, ama daha keyifli ve yararlı olacağını düşündüğümden kendime workshop aramaya başladım. Arkadaşlarımın da tavsiyesi ile Terrarium House’un Aralık ayında düzenlemiş olduğu bir workshopa katılmaya karar verdim. Ben çok memnun kaldım, kesinlikle tavsiye ederim. Garanti Emeklilik hobi klüpleri aracılığıyla yemek, ağaç oyma, seramik gibi çeşitli workshoplara katılmış biri olarak bu katıldığım en verimli workshoplardan biriydi diyebilirim. Lafı uzatmayarak ilk teraryumum hakkında biraz bilgi vermek istiyorum : )
Teraryum nedir?
Teraryumlar aslında bir dekorasyon öğesinden çok bir ekosistemdir. Tropikal bitkilerin ya da böceklerin yaşaması için, kapalı cam fanus veya akvaryumda kuru bir habitatın taklit edildiği ortamlara verilen addır. Tabi biz teraryumumuzda hiç böcek istemiyoruz, o ayrı : )
Workshop Öncesi ve Sonrası
Siz de teraryuma heveslendiyseniz, belki benim aklıma gelenleri siz de düşünmüşsünüzdür. Workshop sonrasında eğitimin şart olduğunu bir kez daha anlamış bulunuyorum : )
Kasımda Alanya’ya gitmiştim. Aralık’ta da workshopa gideceğim belli olduğundan, Alanya’da denizden bir sürü taş topladım. Böylece ileride yapacağım teraryumlara rengarenk deniz taşları ayarlamış olacaktım. Ama düşündüğüm gibi olmadı. Benim için workshoptaki en kritik bilgi, “Teraryumun tabanına koyacağınız taşlar deniz taşı olamaz!” cümlesi oldu. Sirkeli suda da bekletsek, içindeki tuzdan arınamayacağından, kavanozun tabanındaki drenajı sağlayacak taşlar için kullanamazmışız. Artık Alanya’ya bir daha gidişimde ya dere kenarından toplayacağım ya da şimdilik akvaryumculardan satın alacağım.
Workshop öncesi evdeki, mağazalardaki cam fanuslara, kavanozlara acaba teraryumda kullabilir miyim gözüyle bakıyordum. Ama yine öğrendim ki, teraryumun kapalı olması lazımmış. Ağzı açık olanları teraryum diye satılsa bile aslında onlar çiçek tasarımı olarak adlandırılıyormuş.
Her bitki de kapalı ortamı sevmiyormuş. İnternette gördüğümüz çok güzel çiçeklerin bazıları teraryum için uygun değiller. Sukulentler, minyatür orkideler yerine biz workshopta Fittonia kullandık. Workshop sonrası dayanamadım kendime sukulentler aldım ama onları açık saksılara koydum : )
Workshopta topraktan, taşa teraryum için kullandığımız ürünlerin steril olması, teraryumun direkt güneş ışığına maruz kalmaması ve gerektiği zamanlarda 4-5 defa fısfısla sulanması gibi kritik bilgileri ve daha fazlasını da öğrendikten sonra en eğlenceli kısma geçtik. Önümüzde kocaman bir cam kavanoz ve bol bol malzemeyle ilk teraryumuzu yapmaya başladık.
Kavanozun içine önce taşlar, sonra sphangnumu sonra aktif karbonu ve toprağı tavsiye edilen miktarlarda koyduk. Seçtiğimiz bitkileri de ektik. Minyatür ev objemizi de koyup fısfısla 5 defa su sıkıp kavanozun kapağını kapattık. Ocak ayını bitirdiğimiz şu güne kadar 2 kere yine aynı şekilde suladım. 1-2 kere kapağını açıp havalandırdım. Bitkilerim gayet sağlıklı ve minik minik yapraklar çıkarıyor. Demek ki çok doğru şekilde bakıyorum, aslında pek de bakmıyorum : ) Herkese tavsiye ederim, çok pratik ve çok keyifli bence : )
Aynen böyle yaptık : ) Terarrium House’un youtube daki videosu:
Hoşçakalın.